Şehit Reisi, İnkılabî Havzanın İftiharı

Havza Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre, sadece havzalı bir figür olarak değil, aynı zamanda İslam Cumhuriyeti sisteminde bir sorumlu olarak, geride gerçekten gurur verici bir sicil bırakan bir şahsiyetin şehit edilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Bu bir yıl, ülkemiz ve dünya için önemli ve etkili olaylarla doluydu, özellikle İslami direniş cephesindeki hızlı gelişmeler ve Gazze ile Filistin meselesi bağlamında... Her birinin derinlemesine analizi geniş bir alan gerektiriyor; ancak burada konuşulan konu "Seyyid İbrahim Reisi"dir. Şehit Cumhurbaşkanı, Şehit Recai gibi yaşadı ve onun masumiyeti, İslam İnkılabı'nın ilk yıllarında Şehit Beheşti'nin masumiyetini hatırlatıyor.

Şehit Reisi’nin Hizmetleri Doğru Bir Şekilde Halka Anlatılmalıdır

Din alimi ve kültür aktivisti Hüccet-ül İslam Habib Babai, Şehit Reisi’nin çeşitli yönlerde gözlemlenebilir ve analiz edilebilir hizmetleri olduğunu belirterek şöyle dedi: "Ne yazık ki, onun şehit edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bazıları, onu ve çalışmalarını yanlış ve adaletsiz bir şekilde yargılıyorlar. Oysa ki eğer adalet işin içine katılırsa, İnkılap'tan sonraki en iyi yönetim dönemlerinden biri, üç yıldan bile az olan Şehit Reisi'nin cumhurbaşkanlığının dönemine aittir. Tabii ki bunun için taraf tutmaktan uzak durup gerçekleri anlatmalıyız."

Hüccet-ül İslam Babai, şehit Reisi’nin yönetiminde sosyal adalet ve bu önemli hedefin gerçekleştirilmesi için samimi hizmet anlayışının en önemli unsurlardan biri olduğunu belirtti ve şöyle dedi: "Özellikle bu konuya vurgu yaptı ve geniş çabalar sarf etti. Elbette ki bu büyük şahsiyetin şehit edilmesi nedeniyle bu çabaların bazıları tam olarak gerçekleşmedi. Ancak önemli olan, onun çalışmalarını öyle bir biçimde yürütmesidir ki bugün onun yaşam tarzı ve çabaları, ideal bir yönetim modeli olarak kullanılabilir ve tanıtılabilir."

Adaletin Gerçekleştirilmesi Yolunda Yorulmak Bilmeyen Çaba

Hüccet-ül İslam Babai bu yüce şehidin, hem yargı başkanlığı dönemi boyunca hem de sonrasında cumhurbaşkanlığı döneminde adaleti, yönetim yapısının ana unsurlarından biri olarak sürekli ön planda tuttuğunu  ve politika belirleme ve uygulama çizgilerinde de her zaman ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda adaletin sağlanmasına özel bir vurgu yaptığını ifade etti.

Hüccet-ül İslam Babai ayrıca şunları ekledi: "Cumhurbaşkanlığı döneminde adalet odaklılık ve kaynakların adil dağıtımı, onun hükümet politikalarının en önemli unsurlarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu bağlamda, eyalet ziyaretlerinde çok sayıda katılım gösterdi ve bu şekilde onun yönetimi bu toprakların tarihine kalıcı bir örnek olarak yerleşti."

Ülkenin En Yoksul ve En Uzak Bölgelerine Ziyaretler

Hüccet-ül İslam Babai şöyle dedi: "Şehit Reisi bu ziyaretlerde özellikle uzak ve yoksul bölgelere giderek daha önce devlet adamlarının bile gitmediği köylere uğradı. Tüm bunlar, onun halk sevgisi ve yoksullara hizmet etme ruhunu ne kadar taşıdığını göstermektedir."

Hüccet-ül İslam Babai ayrıca şunları ekledi: "Şehit Reisi’nin sade yaşam tarzı bir slogan ya da şovdan ibaret değildi; zira yaşam tarzı gerçekten böyleydi. Bu nedenle, dünya nimetlerinden uzak durmanın önemini vurguladığında, erdemli insanların kalplerine dokunuyor ve gerekli etkiyi bırakıyordu."

İnkılabın Meyvesi ve Bereketi

Kadın İlimler Havzası Araştırmacısı Nergis Şükrzade de Şehit Ayetullah Reisi gibi bir şahsiyetin, İmam Humeyni (ra) hareketinin ve İslam İnkılabı'nın meyvesi olduğunu belirtti. Onun varlığı kesinlikle İnkılabın bereketlerinden biridir. Bu konuda Rehber'imiz birçok kez açıklamıştır. Özellikle yoksullukla mücadele ve yolsuzlukla mücadele konularında şehit Reisi örnek gösterilen biri olmuştur.

Yolsuzlukla Mücadele

Şehit Reisi görev süresince her zaman yolsuzlukla mücadele etmenin ve devlet dairelerinde şeffaflık sağlamanın önemine vurgu yaptı. Bu bağlamda en önemli eylemlerinden biri de denetim sistemlerinin kurulmasıydı; böylece insanlar işleri hakkında daha iyi ve daha net bilgi sahibi olabiliyordu.

Şehit Reisi’nin Yönetiminde Temel Unsurlar

Nergis Şükrzade şöyle ekledi: "Şehit Reisi cumhurbaşkanlığı döneminde devletin her türlü yolsuzluk ve ayrımcılıktan kaçınması gerektiğine inandığını belirtti. Bu hedefe ulaşmak için halk denetimini güçlendirmeye, karar alma süreçlerinde şeffaflığa ve millete hesap verme konularına özel bir önem verdi. Bu politikalar sadece kamu güvenini artırmakla kalmadı, aynı zamanda on ikinci hükümet döneminde millet ile devlet arasında dayanışmayı da güçlendirdi."

Halkın Geçim Sorunlarını Çözme Konusundaki Yorulmaz Çabası

Nergis Şükrzade, şehit Reisi’nin on üçüncü hükümetin kurulmasından itibaren halkın ekonomik ve geçim sorunlarını çözmeye büyük bir şekilde odaklandığını ifade etti. Ayrıca önceki hükümetlerin zayıf performansları nedeniyle ülkenin enflasyon, işsizlik, ekonomik durgunluk ve halkın alım gücündeki düşüş gibi birçok ekonomik sorunla mücadele etmek zorunda kaldığını hatırlattı.

Şükrzade, şehit Reisi’nin ciddi kaygılarından birinin yerli üretimi güçlendirmek olduğunu vurguladı. Hem cumhurbaşkanlığı hem de yargı başkanlığı döneminde birçok fabrikayı ve üretim birimini yeniden canlandırdı; bu durumun kolayca inkar edilemeyeceğini belirtti.

Ekonomik Direnç Politikalarına Önem Verilmesi

Şükrzade ayrıca, onun dönemindeki önemli adımlardan birinin ekonomik direnç politikalarına dikkat etmek ve yerli üretim kapasitesini güçlendirmek olduğunu ifade ederek şöyle dedi: "Şehit Reisi, yerli üreticilerin yaptırımlara ve küresel ekonomik krizlere daha etkili bir şekilde karşı koyabilmeleri için uygun koşullar yaratmaya çalışıyordu ve ülkenin ithalata bağımlılığını azaltmayı hedefliyordu."

Halka Samimi Hizmet Kültürünün Yerleştirilmesi

Şükrzade son olarak şöyle dedi: "Şehit Reisi’nin yönetimindeki diğer önemli unsurlardan biri halka samimi ve özverili hizmet kültürünün yaygınlaştırılması ve yerleştirilmesi oldu. Onun sözleri, davranışları ve yaşam tarzı, İran İslam Cumhuriyeti’nin tüm yöneticileri ve sorumluları için başarılı bir model olabilir. Bu durumun gerçekleşmesi için medya mensuplarının bu unsurları doğru bir şekilde tanımlayıp açıklamaları gerekir."

Derleyen: Seyyid Muhammed Mehdi Musevi